Vahap Özaltay

"Arap" lakaplı siyah tenli Vahap Özaltay, 1908 İstanbul doğumludur. Altay Kulübü'nün kayıtlarına göre 14 yaşında babasının tayini sonrası İzmir'e gelir ve burada futbola başlar. Bazı kaynaklarda ise İstanbul'dan Aydın'a göç ettiği ancak Yunan işgali nedeniyle Kastamonu'ya gittiği, futbola burada başladığı ve İzmir'e 1922'de geldiği belirtilir. Altay'ın kuruluş yıllarının en önemli isimlerindendir.

Soyadı Kanunu çıktıktan sonra Özaltay soyadını da takım aşkı nedeniyle alır. Vahap Özaltay, İzmir'in medar-ı iftiharı olur kısa zamanda. Altay'ın zaferlerinde başrollerdedir. Kardeşi Saim de Altay'da onunla birlikte oynar. "Halkevleri" adı altında Milli Takım'da oynamış olsa da, bilinen manada milli formayı sadece bir kez giyebilmiştir. Futbolunun en iyi döneminde bir daha milli takıma çağrılmamış olması manidardır. Türkiye'de ırkçı-Turancı akımların en gözde olduğu dönemler olan bu yıllarda bir siyah oyuncunun milli takımda yer almamış olması, ırkçılık şüphelerini doğurmaktadır. Ama Vahap'ın kalitesini kimse tartışmamaktadır. Bunun Vahap Özaltay'ın sadece bir kez milli olmasını sağlayan maç Türkiye'nin 3-1 kazandığı ve 1927'de Taksim Stadı'nda oynanan Bulgaristan maçıdır.

img231/9494/vahapgu7.jpgÜstün formu sayesinde 1933 yılında Fransa'nın Racing takımına transfer olur ve bu takımda 5 yıl forma giyer. Türk futbol tarihinde ihraç edilen ilk profesyonel futbolcu olma unvanını kazanır. Onun yurtdışına transferi ülke içinde de yankı bulur. Dönemin futbol yetkilileri eldeki değerleri bilmemekle suçlanır. Yurda dönüşte de profesyonel olduğu için, sertifikayla oynar. Bunun anlamı şudur: Vahap Özaltay, Türkiye'de profesyonel olan ilk futbolcudur. Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlüğe başlar. Vahap Özaltay Avrupa'da yalnız Türk Futbolcusu olarak değil, Türkiye'ye de yeni sistemleri getiren ve uygulayan futbol adamıydı. Orta Avrupa ve WM sistemlerini Türkiye'de uygulayan Vahap Özaltay oldu. Bu sistemleri geliştirdi. İsviçre'nin sürgü sistemini de denedi. 4-3-3, 4-2-4 modern futbol anlayışı da Altay'da vücut buldu. İtalya'dan Altay'ın antrenörlüğüne getirilen Leandru Remondini çağdaş futbolu Altay'da uyguladı. Takımı başarıdan başarıya koşturdu. Vahap Özaltay, 1954'te Dünya Şampiyonu olan Ordu Milli takımın antrenörlüğünü yapar. Türkiye'de WM taktiğini ilk uygulatan teknik adam olarak ünlenir. 'Futbol Nasıl Oynanır?' isimli bir de kitap yazar. Aynı zamanda atlet de olan Vahap Özaltay, Türkiye'yi Atletizm'de Balkan Şampiyonası'nda temsil etti.

Vahap Özaltay için, Altay sevgisi her şeyin önündedir. 1965'te Altay Kongresi'nde konuşma yaparken kalp krizi geçirerek hayatını kaybeder. Halen İzmir Alsancak'ta ismini taşıyan bir meydan ve o meydanda yer alan bir büstü vardır. İzmir ve Altay da, Vahap Özaltay'a vefasını Alsancak'da adını verdikleri bir meydana büstünü dikerek gösterdi.

Cimbom'u 4-0'dan 5-4 yendiler

Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye, 3-0 öndeyken 4-3 kaybettiği maç hafızalardadır hala. Ama "Cimbom bunu hep yapıyor" desek yeridir. Eski Altaylı futbolcu Şerif Eraltay'ın aktardığına göre, Vahap Özaltay'ın babası Beşir bey de fanatik bir Altaylı'dır ve oğlunu tribünden sürekli motive edermiş! Yöntemi de Eski Beşiktaş Menajeri Sinan Engin'i hatırlatıyor! Beşir Bey, ilk devresini Galatasaray'ın 4-0 önde kapattığı bir maçta oğlu Vahap'a tribünden bağırıp, "Haydi oğlum gol at benden 1 lira prim var" demiş. Ve Vahap bir gol atıyor. Derken maç 4-4'e kadar geliyor. Baba Beşir yine bağırıyor: "Vahap bir gol daha... 1 lira prim daha!" Hasılı Vahap bir gol daha atıyor ve Altay 4-0 geride olduğu maçta 5-4 yeniyor Cimbom'u... Aylık 30 lira ile Devlet Demiryollarında çalışan Beşir beyin her gol için oğluna 1 lira prim verdiğini de ekliyor.

Irkçılık yapıldı mı?

Futbol hayatını İngiltere'nin Newcastle takımında sürdüren Emre Belözoğlu, üçüncü kez "Irkçılık" suçlaması ile karşı karşıya kalmasının ardından; gözler, teni siyah olduğu için Türk Milli takımına hayatı boyunca bir kez çağrılan Vahap Özaltay'a çevrildi. Konuyla ilgili olarak eski istihbaratçı Soner Yalçın ilginç tespitlerde bulunuyor. Ayrıca Vahap Özaltay'a neden "Irkçılık" yapıldığını bağlantılarıyla anlatıyor.

Türkiye'nin ilk siyahi oyuncusu olan Vahap Özaltay'ın uzun yıllar Türk Milli takımına alınmayışını "Irkçılık" nedenlere bağlayan eski istihbarat görevlisi Soner Yalçın, Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde ilginç değerlendirmelerde bulundu.

Soner Yalçın, dün Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan köşe yazısında; Türkiye'deki "Irkçılık"ın 1920'li ve 1930'lu yıllarda Altay'ın kurucularından Vahap Özaltay'a karşı yapıldığını dile getirdi. Soner Yalçın'a göre; Vahap Özaltay, Türk Milli takımına uzun yıllar alınmadı. Milli takıma seçilmek için çok sevdiği Altay'dan kopup Beşiktaş'ın formasını giydi. Yine olmadı; bu kez Fransa'ya gidip bugünkü adıyla Racing formasını giydi. Burada başarılı oldu ve Paris karmasına seçildi. Madrid-Paris karmasında oynayarak karşılaşmanın son dakikasında bir de gol attı.

Ve Özaltay beklediği ay-yıldızlı formayı 4 Kasım 1932 yılında giydi. 2-2 biten Bulgaristan maçında 90 dakika boyunca takımda başarıyla görev yapan Vahap Özaltay, bu milli hazzı bir kez yaşayabildi ve bir daha Türk Milli takımına çağrılmadı.

Futbol tarihi konusunda çeşitli kitapları bulanan Gazeteci-Yazar Vala Somali'ye göre; o dönemde Avrupa'nın en önemli oyuncuları arasında gösterilen Vahap Özaltay, renginden dolayı Türk Milli takımına çağrılmadı.

Gazeteci-Yazar Vala Somali, Vahap Özaltay'ın "Irkçılık" nedeniyle Milli takıma çağrılmadığını savunurken, bir diğer Gazeteci-Yazar Ergun Hiçyılmaz bu olayı "Irkçılık" olarak görmüyor. Hiçyılmaz, o dönemde Özaltay'ın Milli takıma renginden dolayı seçilmeyişini bazı yöneticilerin aşırı milliyetçiliğine bağlıyor. Çünkü devletin bu dönemde konuyla ilgili olarak almış olduğu herhangi bir kararı yok. Sadece bazı yöneticilerin "Irkçı" tavırları!

Vahap Özaltay'ın neden Türk Milli takımının formasını giymediğini sorgulayan Soner Yalçın, ilginç bir sonuca varmış...

1923-30 yıllarında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanlığı yapan Selim Sırrı Tercan'ın İttihat'ı Terakki Cemiyeti'nin radikal milliyetçi kanadında yer aldığı için Vahap Özaltay'ın Türk Milli takımına çağrılmamış olabileceğini anlatıyor...

Çünkü Selim Sırrı Tercan, görevinden ayrıldıktan 2 yıl sonra Vahap Özaltay Bulgaristan ile yapılan maça davet edilerek 90 dakika boyunca milli formayı giyiyor.

0 yorum: